Yüzyıllardır evimiz olan gezegenimizde son dönemde meydana gelen ekolojik dengesizliğin yarattığı yıkım, iktidarların savaşları, politik ve ekonomik krizler, salgın hastalıklar gibi felaketler nedeniyle birlik olmaktan gittikçe uzaklaştığımız zor zamanlardan geçiyoruz.
Yüzyıllardır edinilen tecrübelerin kişiden kişiye aktarılması ve ortak bir bilinç ile oluşan kolektif hafızamız ise art arda yaşanan felaketleri arşivleyen bir depo gibi kendini yapılandırıyor. Peki bu yaşadığımız olumsuz durumları depolayan hafızamızı tersine çevirmemiz mümkün mü? İyiliğin iyilikle tamamlanacağı bir zincir oluşturabilir ve bunu gelecek nesillere aktararak daha “iyi bir yer” yaratabilir miyiz?
Bu soruların cevaplarını bulmak üzere Kolektif “Hafıza” sergisi ile çıkacağımız yolculuktan önce size Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD) İstanbul Şube Mina’nın Çocukları Projesi’ni anlatmak isterim.
Geçtiğimiz yıllarda aramızdan ayrılan Mina Başaran ve on arkadaşının anısını yaşatmak üzere TÜKD İstanbul Şube dayanışması ile hayata geçirilen ve her yıl on bir başarılı gencin eğitim hayatını destekleyen oluşum yaşanılan bir felaketi, kolektif olarak iyileştirmek ve dönüştürmek üzere çok değerli insanların yüreğini ortaya koyması ile meydana gelmiştir.
İnsan hafızasının unutkanlıktan muzdarip olduğu söylenir; anlık heyecan, sevinç, üzüntü gibi doğasında bulunan eylemleri gerçekleştirebilmek için unutmak zorundadır. Bir başka deyişle beynimiz sadece öğrenme değil aynı zamanda unutma organımızdır. Peki beynimiz kötülükleri silebilecek güçte midir? Hafızamızı yapılandırabilir miyiz?
KOLEKTİF “HAFIZA” Kolektif olarak hafızamızı iyi düşünce ve mitlere temellendirilerek daha insancıl ve olumlu koşullarda yaşanabilir bir toplum tasarımına ulaşılmasını sağlayabiliriz.
Birlik olursak geçmişin kötü anılarının dönüştürülerek iyileştirildiği ve geleceğe aktarıldığı yeni dünyamızı yaratabiliriz. Ve bu yeni dünyamızın kesişim kümesinde en başta sevgi ve hoşgörü olmak üzere cinsiyet eşitliği, çevre ve doğa sevgisi, çok katmanlı kültürlerin bir aradalığı, yeni açılımlara saygı ve merak, sanata tutku, bilgiye iştah, bütün ve birlik olmaktan türeyecek gelenekler yer alıyor.
Tüm insanların birbirine bağlanabilme ve kocaman bir ağaç gibi kolektif bir hafıza oluşturabilme ihtimali var…
Bireyler bir anıyı canlandırmakta yetersiz kaldığında kolektif hafızaya başvurulur. Serginin hazırlık sürecinde tesadüfen ya da planlı bir şekilde bir araya gelen herkesin ortak birikimi ve anıları serginin iskeletini, kavramsal çerçevesi ve ruhunu oluşturuyor. Sergide yer alan on bir sanatçının resim, heykel, enstalasyon, video ve veri görselleştirme temelli eserleri disiplinler arası diyaloğun yoğun olduğu, çok sesli bir seçkide kolektif hafızayı merkeze alarak kamu ile buluşuyor.
Sergi mekanının hafızası ile de bütünleşen eserler bu sonbaharda izleyicileri yarının bugünden daha iyi olacağına dair umutla, koşulsuz sevgi ve iyilikle ortak bir hafıza oluşturmaya davet ediyor.
Küratör Ayça Okay
Sanatçılar: Pınar Akkurt, Ramazan Can, Fırat Engin, Leyla Emadi, Didem Erk, Mert Ege Köse, Ouchhh, Erdil Yaşaroğlu, Yiğit Yazıcı, Özmenoğlu, Mario Klingemann