İstanbul Üniversitesi, Psikoloji
İki yıldır içinde bulunduğum bu proje sürecinin birçok açıdan faydalı olduğunu söyleyebilirim. Öncelikle beraber çalışacağımız çocukla düzgün iletişim kurabilmek ve onun gelişimine katkıda bulunmak amacıyla düzenli olarak eğitimlere katıldım. Bu eğitimler kendi ilişkilerimi düzenlememde de çok yardımcı oldu. Kendimi tanımamı ve kendimi doğru bir şekilde ifade edebilmemi sağladı. Bu eğitimler sayesinde Zeynep bana bir problemini anlattığında doğru yoldan ona ulaşabildim ve tavsiyeler verebildim. Aynı zamanda ciddiyet ve samimiyet dengesini kurabilmemde ve doğa bilinci aşılamamda da bu eğitimlerin faydası oldu. Eğitimler alıp proje sürecine kendimizi hazırladıktan sonra ablalık yapacağımız çocuğu seçmeye sıra geldi. Bunu yaparken sosyoekonomik düzeyi düşük ve bir yol göstericiye ihtiyacı olan birisini seçmemiz gerekiyordu. Ablalık yapacağım çocuğu ararken turizm otelcilik lisesinde öğretmenlik yapan annemden yardım aldım. Okulun rehberlik hocasıyla konuşmasını rica ettim. O da bizim sitenin kapıcısının kızının öğrencisi olduğunu, 12 yaşında bir kardeşi olduğunu ve annesi de yakın zamanda ameliyat geçirdiği için çocuklarla çok ilgilenemediğini söyledi. Zeynep’le tanışmamız bu şekilde oldu. İlk görüşmemizde aynı ilkokula gittiğimiz için birçok ortak nokta bulduk, bu sayede bağ kurmamız kolay oldu. Hentbol oynadığından ve fen bilgisi dersine olan ilgisinden bahsetti, ben de ileriki görüşmelerde bunun üstüne gitmeye karar verdim. Örneğin bilim çocuk dergisinde fen bilgisinde ilgi duyduğu konularla ilgili oyunlara ağırlık verdim. Çocuklara malzeme yardımı yaparken bir adet eşofman takımı gönderdik. Okulunda ücretsiz bir hentbol kursuna gittiği için ayrıca bir kurs ücreti yardımında bulunmamıza gerek olmadı. Görüşmelerimizde farkettiğim bir diğer şey ise Zeynep’in din ile korkutulmuş bir çocuk olduğu. Yazın bir Kuran kursuna gidiyordu. Burada duyduğu bazı şeylerle ilgili korkuları olduğundan, hatta kabuslar gördüğünden ve kendine farkında olmadan zarar verdiğinden bahsetti. Bunun üzerine Zeynep ile bu tarz şeylerin düşündükçe akla daha fazla geldiğiyle, psikolojimizin olmayan şeyler üretmeye çok müsait olduğuyla, gerçek hayatta bu tarz şeylerin olmadığına, dine dair bazı unsurların olmayacak boyutlarda abartıldığıyla ilgili uzun bir konuşma yaptım. Aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği oyununu oynarken de sadece başörtülü kadınlara yapılan eşitsizliklerden bahsetmesi üzerine onunla kadının toplumdaki yeri, iş hayatında, gündelik hayatta maruz kaldığı diğer birçok eşitsizlik olduğundan bahsettim. Sonraki görüşmelerimizde de Wall-e filmini izleyip beraber uzay ve çevre hakkında konuştuk. Momo kitabını okuduktan sonra da dinlemenin öneminden ve etkili iletişim hakkında konuştuk. Yaz süreci bittiğinde ve ben İstanbul’a döndüğümde de iletişimimizi kesmedik. Düzenli aralıklarla konuştuk, bana yapamadığı soruları attı, yaptığı resimlerin fotoğraflarını attı. Aldığım dönütlerden bahsedecek olursam, verdiğimiz termoslarla doğa bilincini sağlayarak pet şile kullanımını azaltmasını sağladık. Önceden kitap okumayı sevmediğini söylemişti ama gönderdiğimiz kitapları düzenli olarak okuduğunu söyleyip bana anlatıyordu yani kitap okuma bilinci aşılamış olduk. Arkadaşlarıyla yaşadığı problemleri bana anlatacak kadar içini açtıktan sonra ona destek oldum, tavsiyeler verdim bu sayede sosyal çevresi iyileşmiş oldu. Beraber oynadığımız toplumsal cinsiyet eşitliği oyunu sayesinde ona yeni bir bakış açısı kazandırdığımı ve kadının toplumdaki rolüne dair ona farkındalık kazandırdığımı düşünüyorum. İzlediğimiz filmler sonrasında yaptığımız kritikler sayesinde eleştirel düşünme ve yorumlama yetenekleri gelişmiş oldu. Voleybolda iyi olduğunu düşünmüyordu ama ara ara çıkıp beraber voleybol oynadıkça bu konuda kendini daha iyi hissetmeye başladı, zaten iyi olduğu bir alan olan sporda gelişme kaydetmiş oldu. Voleyboldan uzak durmasının sebebi olarak okulunda voleybol oynayan kızlarla yaşadığı problemlerden bahsetti. Bunun üzerine arkadaşlık ilişkileri de üzerinde durduğum bir konu oldu. Zorbalığa karşı nasıl davranması gerektiği hakkında onunla konuşmalar yaptım. Bana bahsettiği bir başka problemse bazı korkularıydı. Gittiği kuran kursunda bazı konularda korkutulduğunu buna bağlı olarak kötü rüyalar gördüğü ve kendine zarar verdiğini öğrendiğimde ona destek oldum, korkmaması gereken şeyler olduğunu anlatmaya çalıştım. Zeynep ile ilgili iyileştirilmesi gereken taraf olarak derslerine ağırlık vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu süreçte kişisel gelişimine öncelik verdiğim için dersleriyle ekstra ilgilenemedim, bu konuda kendimi eleştiriyorum. Proje bitse de görüşmeye devam edeceğimiz için yapamadığı konular olursa ona seve seve anlatacağımı söyledim bu sayede bu eksiğimizi kapatmış olacağız. Genel olarak hem Zeynep için hem benim için yararlı bir süreç oldu. Bu projenin Zeynep’in alışkanlıklarında olumlu yönde gelişimlere sebep olduğuna inanıyorum. Her şeyden önce artık mahallede gördüğümde bana koşa koşa sarılmaya gelen bir kardeşim var.