İstanbul Üniversitesi, Tıp Fakültesi
2020 Aralık ayında üyesi olduğum TÜKD’nin bana kattığı en değerli çalışmaydı Mina’nın Çocukları. Sosyal sorumluluk projelerinin tanıtımları yeni yeni yapılmaya başlandığı zaman hemen dikkatimi çekmişti ve en başından beri bu projede olmayı ne kadar istediğimi biliyordum. Ekibe dâhil olup sürecin başladığı andaki heyecanımı kelimelerle ifade edemem. Şu anda da başlangıçtaki heyecanımı aynı şekilde koruyarak, bazen endişeli, çoğunlukla mutlu geçirdiğim sürecin raporunu çıkarıyor olmak bana gurur veriyor. Sadece bir yıldır birbirimizin hayatında olmamıza rağmen Eylül’le birbirimize çok şey kattığımızı düşünüyorum.
Eylül ile ilk görüşmemiz ikimiz için de gergin fakat tatlı bir heyecanı yansıtıyordu. İlk görüşmeye dair Eylül’ün duygularını sonradan öğrensem de sürecin heyecanını ikimizin de paylaşıyor olması beni mutlu ediyor. Ebeveynlerinin zorlu boşanma süreci, annesini ve en çok da kendisini yıpratmıştı. Okulla ilişkisinin de pandemi sebebiyle kesilmesinden dolayı çevresinde duygularını rahatça paylaşabileceği neredeyse kimsesi yoktu. Bu yolda ona en çok bu konuda destek olmaya çalıştım. Hayatına yeni ve daha önceden hiç tanımadığı birinin böylesine dâhil olması tereddütlü yaklaşmasına sebep oldu ilk başlarda. Fakat ilk buluşmadan sonra bile ne kadar geliştiğini gözlemleyebildim. Eylül, dört ayda tanıyabildiğim kadarıyla, eskiden çok konuşkan ve dışa dönük olmasına rağmen son birkaç yılda içine kapanan, kendisini geliştirmeye çok açık, çeşitli konularla ilgili bilgi edinmeyi ve araştırma yapmayı seven, kitap okumaktan vazgeçemeyen, ne kadar olgun ve güçlü görünmeye çalışsa da içinde renkli bir çocukluk olduğunu görebildiğim çok zeki bir yoldaştı. Birlikte olduğumuz zamanlar Eylül’de fark ettiğim en büyük değişiklik konuşmaktan artık çekinmemesi oldu. Özellikle de projenin birinci yılındaki son görüşmemizde Toplumsal Eşitlik Kitinde yer alan sorulara verdiği cevaplar bunu gözlemlememe yardımcı oldu. Annesiyle birlikte paylaştığı çocukluk hikâyelerini dinlediğimde eskiden ne kadar özgüvenli olduğunu da keşfetmiştim. Benim tanıştığım Eylül kesinlikle hikâyelerde duyduğumdan çok farklıydı. Kendisinin de eskiden olduğu kişiyi özlediğinin farkındaydım. Anlatırken utandığı bazı anılar olduğunda aslında ne kadar cesur bir çocuk olduğunu söyledim. Bunu duymaya ihtiyacı varmış gibiydi. Kendisini bana açmaya devam ettikçe birbirimizde bıraktığımız izler belirginleşiyordu. Biz her buluşmamızı annesi Gülay Hanım ile birlikte gerçekleştirdiğimiz için beraber olduğumuz her an, ikisinin de biraz hassaslaşan ilişkisini onarıyordu. Gülay Hanım ve Eylül’ün sahip olduğu anne-çocuk ilişkisi gerçekten çok özeldi. Gülay Hanım Eylül’e karşı o kadar destekleyiciydi ki hayran olmaktan kendimi alamadım. Fakat o da Eylül’ün geçirdiği değişimin farkındaydı, kendisini endişelenmekten ve bu endişeyi yanlış ifade etmekten alıkoyamıyordu. Bir gün Eylül ve annesi arasında geçen gergin bir konuşmaya şahit oldum. Eylül sanatçı bir ruha sahipti ve Türkiye’deki eğitim sisteminde başarılı olabilmek için mutlaka akademik olarak başarılı olmasının gerektiğini ve böyle bir sisteme dâhil olmak istemediğini söylüyordu. Gülay Hanım da destekleyici olmak için çabalarken bir annenin çocuğu için yaşadığı endişeyi hissetmekten kendisini alıkoyamıyor ve sanatçı olabileceğini ancak kesin bir mesleği de olması gerektiğini bu yüzden de derslerine vakit ayırmasını söylüyordu. Okul ve ders konusu hem ergenlik hem de liseye giriş sınavı sebebiyle son zamanlarda anne-çocuk arasında gerginlik kaynağıydı. Benzer süreçlerden ben de geçmiş olduğum için iki tarafı da çok iyi anlayabiliyordum. Bir gün Eylül’le özel bir konuşmamızda hayallerini asla ulaşılamaz olarak görmemesini ve öncelikle kendisini mutlu hissettiği mesleği yapmasını söyledim. Fakat annesinin endişelerinin de yersiz olmadığını, onu bu konuda yanlış anlamamasını da belirttim. Bu sistemin, tüm gençleri belli yollarla etkilediğini ve bir gün bunu değiştirebilecek kişiler varsa o kişilerin Eylül ve niceleri olduğunu, hayatın bu kadar erken anlarında böyle bir farkındalığa sahip olmasının aslında onun ne kadar zeki olduğunu kanıtladığını ifade ettim. Eylül aslında ona söylediğim tüm şeyleri kendisi de düşünmüştü daha öncesinde. Belki de ona çok benzer şeyler yaşamış ve şu an kendi ayakları üzerinde durma yolunda giden birisinin tüm bunları söylemesi bazı kısımları daha net anlayabilmesini sağlamış olabilirdi. Bu konuşma aslında gerçekte çok daha uzun sürdü ve değiştirilmesini istediğimiz ya da memnun kaldığımız her türlü düzenden ve ideal dünyamıza nasıl ulaşabileceğimizden bahsettik. İkimiz için de gerçekten ilham uyandırıcı bir konuşmaydı.
Tüm süreci değerlendirince, Eylül özlemini çektiği çocukluğundaki haline ulaşma noktasında çok güzel adımlar atmaya başladı. Kaybettiği öz güvenini yerine koyuyor. Öz yeterliliğinin farkına varıyor. İçinden geçenleri bilemesem de bir sorununa yaklaşırken daha geniş bir pencereden bakmaya başladığını görüyorum. Başkalarıyla iletişim kurarken daha rahat, aklından geçenleri çekinmeden ve utanmadan ifade edebiliyor. Annesinin endişelerini kulak arkası etmiyor. Dersleri ile ilgili tutumu okulların yüz yüze eğitime geçmesiyle birlikte daha heyecanlı. Bu değişiklikler sadece benim gözlemleyebildiklerim. Umarım kendisi çok daha fazlasını kendinde görebiliyordur.
Eylül’le yaşadığım tüm anlar gerçekten çok özel ve onunla sahip olduğum ilişkinin hiç bitmemesini diliyorum. Hayatı çok farklı bir pencereden görmemi sağladı. Kendimde sahip olduğumu düşünmediğim özelliklerimi keşfettim. Deneyimlerimin birilerine faydası olduğunu görebildim. Aldığım tüm eğitimler ışığında onun yanında yürürken ikimizden de gurur duyuyorum. Bu projede neredeyse bir yılı geride bırakmış olmak bana o kadar hayal gibi geliyor ki…
Eylül hiç kardeşi olsun istememiş ama hep bir ablası olsun istiyormuş ve Gülay Hanım da kaderin bizi bir araya getirdiğini söylüyor. Umarım kader bizi hiç ayırmaz.
Son olarak böyle bir projede yer alarak Eylül’e manevi ablalık yapabilmeme fırsat sunduğu için önce TÜKD’ye ardından projeyi başlatan Gülsen, Raziye ve Renginur’a ve bu projede bana yol arkadaşlığı eden tüm Mina’nın Kızlarına teşekkür ediyorum.