Yıldız Teknik Üniversitesi, Biyomühendislik Fakültesi
İki yıl önce çıktığımız bu yolculukta artık sona doğru yaklaşıyoruz. Projeye başladığımız zamandan bu ana kadar geçen sürede aldığımız eğitimler hem kendi gelişimimizin hem de bir çocuğun hayatında fark yaratabilmemizin en önemli parçalarından biri oldu. Edindiğimiz bilgileri hayatımıza geçirmek ve bunları çocuklara da aktarmak kolay bir iş değildi ancak arkadaşlarımla birbirimize destek olarak bunu kolaylaştırmayı başardık. Beraber yola çıktığımız her bir çocuk çok özel ve çok farklı hikayelere sahipti. Bizi ortak paydada buluşturan şey ise sevgiydi. Onlarla kurduğumuz sevgi, saygı ve anlayışa dayanan bağlar her geçen gün daha da güçlendi. Projedeki yol arkadaşım Deniz ile çıktığım bu yolculukta ben onun gelişimine katkı sağlamaya çalışırken aslında o da benim daha iyi bir Aslı’ya dönüşmemi sağladı.
Yol arkadaşım Deniz bu yıl 11 yaşına girdi. Deniz başta çekingen gibi görünen ama karşısındakini gözlemleyen ve temkinli davranarak yavaş yavaş karşısındaki kişiye kendini açan bir çocuktu. Bu yüzden asıl Deniz’e onun güvenini kazandığımda ulaştığımı düşünüyorum. Deniz’in çevresinden olan olaylardan, ona söylenen şeylere kadar her şeyin nedenini merak eden, öğrenmeye çalışan ve sorgulayan bir yapısı vardı. Her zaman soracağı bir sorusu, merak ettiği bir konu oluyordu. Onun bu meraklı ve ilgili yapısı sayesinde ben de onunla beraber birçok şeyi yeniden sorguladım ve öğrendim. Öğrenmeye bu kadar açık bir çocuk olmasına rağmen dikkat eksikliği ve disleksi sorunu yaşadığı için yaptığımız etkinliklerde, okul derslerinde çok çabalaması gerekiyor ve bazen bu durum onun motivasyonunu etkiliyordu. Bu durumun bizim görüşmelerimizi de zorlaştığı durumlar oldu. Deniz odaklanamadığı anlarda durumu fark ediyordu ve yaptığı eylemi bırakıyordu, hazır hissettiğinde baştan tekrar başlıyordu ancak bu durumun kötü yanı şu ki üst üste aynı durumu yaşadığında morali bozuluyordu ve yaptığı şeye sinirlenmeye başlayıp olumsuz bir ruh haline giriyordu. Bu noktada ben onun olumsuzluğa düşmeden farklı yöntemler denemesini sağlamaya çalıştım. Örneğin beraber Momo kitabını okurken zorlandığını söyledi ve kitabı birçok kez okuduk. Her okumamızda kitaba odaklanabilmesi için farklı şeyler denedik: birinde notlar alarak ilgisini canlı tutmaya çalıştım, birinde kitaptaki betimlemelere dikkat etmesini ve sonrasında onları hayal ettiği şekilde resmetmesini istedim. Daha sonrasında Deniz kitabı bölüm bölüm okuyup bunları yaparak ilgisini ve dikkatini yavaş yavaş kitaba verebilmeye başladı ama bu verdiğim örnek bu sorun yüzünden yaşadığı problemlerden belki de en basiti ve benim ne kadar yardımcı olabildiğimi sorguladığım anlar oldu.
Deniz doğaya ve çevreye karşı çok duyarlıydı. Ona hayvan ve doğa sevgisini aşılamayı hedeflerken karşımda zaten bu sevgi ve duyarlılığa sahip bir çocuk görünce çok mutlu oldum. Benim bu noktadaki görevim onun yapmak istedikleri öğrenip beraber yapmak oldu. Mamalar alıp sokak hayvanlarını besledik, beraber çiçeklere baktık, yediğimiz meyvelerin çekirdeklerini ektik. Bunları yaparken neyi neden yaptığımızı da konuştuk. Yaptığı şeylerin nedenini, nasıl olduğunu bilmek istemesi, çevresindekileri gözlemlemesi ve yorumlaması Deniz’in daha 11 yaşında olmasına rağmen farkındalığı çok yüksek bir birey yapıyordu bence. Bu özelliklerinin farkında olmasını istediğim için bunu destekleyecek yorumlar yapıyordum. Beraber oynadığımız kutu oyunu sırasında Deniz’in çevresindeki cinsiyet kalıplarının, kadın-erkek işi yargılarının farkında olduğunu ve insanları cinsiyete göre ayırmanın saçma olduğunu düşündüğünü söyledi. Ancak oyundaki örnekler aile ile ilgili olduğunda cevap vermekten kaçtı. Aile konusunda özellikle anne baba örneklerinde derin bir sessizlik oldu ya da konuyu değiştirmek için farklı şeyler anlatmaya başladı. Bu yüzden bu konuda o kendini açmak isteyene kadar onu zorlamadan devam etmeye karar verdim. Oyun devam ederken okul arkadaşlarından bahsetti, anlattığı olaylarda akran zorbalığı çok net görülüyordu. Bu olaylar karşısındaki duruşuyla ve nasıl hissettiğiyle ilgili konuştuk. Belki de hepimizin o dönemler yaşadığı ama farkında olmadığı bir şey akran zorbalığı. Bunun dışında Deniz’in ilgi alanlarını keşfetmem oynadığımız oyunlar ve yaptığımız etkinlikler ile kolaylaştı. Onu hem spora hem sanata yönlendirdim.
Yıl içerisindeki konuşmalarımız ve görüşmelerimizde Deniz’le aramdaki bağın daha da güçlendiğini ve kendini bana daha çok açtığını hissettim. Yaşadığı şeyleri bana anlatırken artık tereddüt etmiyordu. Anlattıklarına yapacağım yorumu, vereceğim tepkiyi merak ediyordu. Bu durum benim Deniz’in hayatındaki önemimi anlamamı sağladı. Başkaları tarafından ona söylenen şeyleri bana anlatıp beraber sorgulamak istiyordu. Ona söylenenleri direkt kabul etmediğini, sorguladığını ve bu konudaki kendi düşüncelerini söylemekten çekinmediğini görmek beni çok mutlu ediyordu. Bu yola çıktığımızda bunları daha kendi içinde yapıyorken artık rahat rahat paylaşıyor olmasını bir ilerleme olarak görüyorum. Hem Deniz hem ailesiyle kurduğum bu bağ benim için çok önemli. Beni aileden biri gibi görecek kadar birbirimize alışmış olmamız beni hala çok şaşırtsa da bu durumun projeyi tamamladığımda da değişmeyeceğini biliyorum.
Bir çocuğun hayatının güzel bir şekilde bir parçası olabilmek ve onun hayatına dokunabilmek muhteşem bir his yaratıyor. Deniz ile geçirdiğim her vaktin önemini ve hissiyatını kelimelerle anlatamam. Benim ondaki etkim kadar onun da benim üzerimde bir o kadar güzel ve iyileştirici etkisi oldu diyebilirim. Bir çocuğun sevgisi ve iyi niyetini bu kadar yakından görmek insanı etkiliyor ve değiştiriyor. Son dönemdeki sorunları düşünüp içinde kaybolurken geleceğe umutla bakmayı bıraktığım, büyük bir boşluğa düştüğüm anlar oldu. Beni bu anlardan çıkaran Deniz’le yaptığım görüşmeler oluyordu. Küçük bir çocuğun hayata karşı merakı, ilgisi, umudu bana bir şeyleri değiştirebileceğimizi hatırlatıyor. Deniz’le beraber her şeyi yeniden merak edip yeniden öğreniyorum. Günlük yaşantının yoğunluğu içinde görmediğimiz küçük güzellikleri, kaçırdığımız anları Deniz sayesinde tekrar fark etmeye başladım. Projede aslında bizler sadece bir çocuğun hayatına dokunmuyoruz, kendi çocukluğumuza da dokunuyoruz ve en önemlisi hayatına dokunduğumuz o çocuklar da bizi değiştiriyor, iyileştiriyor ve güzelleştiriyorlar. Süreç boyunca projedeki arkadaşlarımla beraber birbirinden farklı hikayelerin parçası olduk. Bu hikayeler sırasında birbirimizi yalnız bırakmadık. Hikayelerimiz farklı olsa da duygularımız ortaktı ve hep yan yanaydık. Hep beraber hem birbirimize hem de o güzel çocuklara iyi geleceğimiz işler yaptığımızı düşünmek geleceğe daha umutlu bakmamı sağlıyor. Aynı duyguları paylaşan ve her geçen gün büyüyen böylesine güzel bir ailenin parçası olduğum için çok mutluyum.